Tango; Aşkın ve tutkunun dansı… Tangoyu sadece
dans olarak düşünmek ona haksızlık olur sanırım. O içinde aşk, öfke, kin,
nefret, hırs bütün duyguları barındırır.
Tangoyu yapıyor olmak ya da bilmek yetmez her
dans gibi onu da hissetmek gerek, tangoya başlandığınız an tüm
düşüncelerinizden arınmalısınız, kafanızdaki her şeyi yok etmelisiniz, o an o
orda sadece siz ve partneriniz olmalı. Hissetmek ve yaşamak gerek…
Tıpkı “aşk” gibi. Aşk içinde nasıl tün duyguları
barındırıyorsa tango da aynen öyledir, onu hissetmek hatta yaşamak gerekir.
Tango yaparken etraftaki her şeyi silin yok edin sadece orda siz varmışçasına
yapın ki içine girebilirsiniz böylece de tam olarak odaklanmış olursunuz.
Tango için denilmiş ki; “ele geçirilemeyenler arasında sessiz bir kavga...
Beraber bir tuzağın koynuna düşmeyi çok isteyen ve bunu ilk kimin
söyleyeceğini yoklayan bir kadınla bir adamın dansı... Çok korkan belli
etmeyen iki kişinin birbirine meydan okuyuşu” “Sevdim de vermediler”
ağlaşması değil “Ben seni hiç sevmedim” yalanı. Kim önce dökülecek kim
önce teslim olacak sınanması.
Erkek kadına tuzaklar
kurar. Kadın da o tuzaktan kurtulmaya çalışır. TANGO budur.
Tango’nun içinde tüm duygular olduğu gibi moda
da vardır, aşkın rengi kırmızı olduğuna göre tango kıyafetlerinin rengi de
genel olarak kırmızıdır, bayanlar onu tercih ederler ya da belki nefret,
ihtirasın rengi siyahtır tercihleri, yani kıyafetlerde o anki ruh halini
yansıtır.
Bütün bunlardan da anlaşılacağı gibi Tango
içinde her şeyi barındırır, tango demek yaşamın ta kendisi demek. O halde
gözlerinizi kapatın bilmenize gerek yok, partnere gerek yok sadece bir an
hissedin, açın müziği ve yaşayın tangoyu. Yaşadığınız an kopamayacaksınız,
sizin için aşkın tam kendisi olacak emin olun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder