23 Nisan 2015 Perşembe

23 NİSAN HİKAYESİ...

     
23 NİSAN NEŞE DOLAMIYOR BAZEN İNSAN...

   Bugün Taksim'e gitmek için metroya bindim... Benden sonra elinde tartı aletiyle bir çocuk bindi, her çocuk güzeldir ama bu çocuk dünya güzeliydi. Taksim durağına geldik ve birlikte indik.
-Abla Taksim Meydanı'na nasıl çıkarım dedi? 
-Gel ablacım ben de oraya gidiyorum dedim. 

Sohbet etmek ister gibiydi, nasıl güzel bakıyordu. Sohbet ettik, birlikte yürüdük, Taksim Meydanına çıkan o uzun metro çıkışını. 


O anlattı ben duygulandım, ağlamamak için zor tuttum kendimi. 

Annesi de babası da hastaydı ve o çalışıp kardeşlerine, anne ve babasına bakmak zorundaydı... İlk okuldaydı daha Allah'tan okulunu bırakmamıştı ve Akciğer doktoru olmak istiyordu :) Sohbet seven bu küçük çocuk hikayesini anlattı ve hayatın ne kadar zor olduğunu bir kez daha kanıtladı. "Bugün 23 Nisan okulunda kutlamalar yok mu?" dediğimde... Utandı, gözleri doldu... "Var ablacım hatta ben şarkı söyleyecektim ama çalışmam gerek" dedi. Hani hayata küfretmek istediğimiz zamanlar olur ya işte tam da öyle bir zamandı benim için. Sen utanma güzel çocuk, kader utansın, seni bu yaşta çalışmak mecburiyetinde bırakan kader !!!

"Sana yemek ısmarlayayım?" dedim, kabul etmedi. "Bari gel bir çikolata alayım." dedim. Cebindeki çikolataları çıkardı, belli ki biri benden önce almıştı. " Yok ablacım ben sana verim benim çok var." dedi. Gülümsedim ve teşekkür ettim. Gözü de karnı gibi toktu güzel yürekli çocuğun... 

"Bir gün paramı biriktirdim evime giderken yolumu kestiler, bıçak çekip bütün paramı aldılar ablacım biliyor musun? Çok korktum verdim bütün paramı, şimdi büyük paraları çorabımın içinde saklıyorum, küçük paraları cebime koyuyorum. " diye başına gelen olayı anlattı  bu dünyalar tatlısı ufak çocuk. Bir de başına böyle bir olay gelmişti maalesef, dünya bu kadar kötü kalpli insanlarla da dolu işte... 

Kendine dikkat edeceğine ve okuyacağına söz aldım, ayrıldık. O çalışmaya, ben arkadaşımın yanına...

Gerçekten hayat çok acımasız, nelere her gün üzülüp, ağlıyoruz. Şu eksik, yok bunu alamadım yok bu gün bu trip attı... Bugün anladım ki hayatın gerçeği bizim yaşadığımız ufak tefek şeyler değilde, bu çocuk... 

Nasıl güzel bir dersti benim için, hem üzüldüm hem de kendime pay çıkardım. "Saçma sapan şeyleri dert edinme Duygu, şükret."  Bence bu yazıyı okuyan sizlerde ders çıkartın. Hayat evet zor ama bence o ufacık çocuk için daha da zor, bunu aklınıza getirin.

Ne o güzel yüzünü ne de hikayeni hiç unutmayacağım çocuk...


DUYGU ERGOVAN