HAYAL KURMAK GÜZELDİR!
Şimdi bir arabaya atlasam, açsam müziği, fonda Bruno Mars, Celine Dion, Vonda Shepard ve Josh Groban arka arkaya çalsa... Canımın istediği bir sahil kasabasına gitsem...
Sahil kenarına yakın bir ev tutsam, tahtadan, şöminesi olan. Yiyeceklerimi önceden almıştım tabi. Kırmızı şarapsız olur mu? :) Şöminemi yaksam önüne geçsem yine açsam en güzel müziklerimi... Telefonun sarjı bitmiş, hiç umurumda olmasa. Karnım acıkınca yapsam en sevdiğim yemekleri, sonra kitap okusam en sevdiklerimden, zamana ayıramadıklarımdan...
Hiç bir şey düşünmesem ne yolda giderken, ne yemek yerken ne de şarabı mı içerken. Kafam da sadece o anın güzelliği olsa, içim de o anın huzuru, böyle bir mutluluk olur mu?
Sonra cam kenarına geçsem elimde kahvem, otursam yazı yazmaya, hatta o çok istedğim bir türlü başlayamadığım kitabıma başlasam... Yine o eşsiz huzur veren müziklerimle birlikte. Evet hepsini dingin kafayla o kadar rahat, huzurla en önemlisi bahsettiğim her şeyi yapmış şekilde dönsem evime. Kafam dinlenmiş, stresten, sıkıntıdan, üzüntüden, insanların kötülüklerinden, nankörlüklerinden arınmış şekilde evime dönsem en azından bu bile benim için yanıma kar kalan en güzel şey olmaz mıydı?
Hiç düşünmeden tabi ki olmaz, insan illa ki bir şeyleri düşünür uzaklaştığında, hayatımdaki "keşkeleri, iyi kileri, üzenleri, kandıranları, aldatanları, sevindirenleri, karşılıksız bile mutlu edenleri..." hepsini düşünsem, sonra olumsuz ne varsa o an hepsini affedip yoluma baksam, bilsem ki Allah hepsinin cezasını bir gün verecek, sabretmeliyim... Hayatımdaki önemli insanları, şeyleri düşündüğümde içim ısınsa, sırf onlar için koşa koşa evime dönsem, varlıkları için beni bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etsem onlara ve tabi ki Allah'ıma şükretsem, dua etsem onlar için. En azından iyi, kötü, o üzdü,o üzmedi artık kafamı kurcalamadan, ne yaşadıysan yaşadın, kimi ders kimi hediye deyip dönsem...
Sonra fonda "Sıla" çalsa yeni eski şarkılarıyla,o huzur veren sesiyle dinlendirse yine beni Türk kahvemi yapıp yine yazı yazmaya devam etsem ve tabi ki yine o an sadece kitabıma odaklansam , biliyorum ki ben kafama koyarsam yaparım, hayallerimi gerçekleştirmeyi başarabildim, bu kitap da benim hayalimse ben bunu yazar ve okuyucuya sunarım, "başlamak bitirmenin yarısıdır" deyip kitabıma bütün gece odaklansam... Yine yapmak istediğim şeyi yapmış olmanın huzuruyla ve insanları affetmenin verdiği huzurla kafamı yastığa koysam..
İşte bu güzel hayali gerçekleştirsem ne güzel olurdu dimi? Neden olmasın? Olmaz diye bir şey yoktur, üşengeçlik vardır, tembellik vardır, şartların uygun olmaması vardır, hep bir bahane vardır... Mümkün olabilecek her şeyi zaman varken yapmak gerek, sonra çok pişman olucağız, tek ben değil siz de, hayallerinizi düşünün, imkanınız varsa gerçekleştirin, ertelemeyin.
Bu kaçmak değil bir şeylerden, hem dinlenmek, hem kendinle baş başa kalmak, hem kendini hem etrafını yargılayıp, iyice düşünmek... Kafanız sizinle geldiği sürece isteğiniz yere gidin zaten hiç bir şeyden kaçamazsınız. Ama en azından azaltırsınız ve belki de sorunları yok edersiniz kim bilir. O yüzden olmaz diye bir şey yok, sadece bahaneler var...
Tek başıma çıkmak zorunda değilim bu yolculuğa, yolculuk arkadaşım tabi ki olabilir, hem de daha güzel olabilir bilemeyiz. Ama yolculukta birbirini eleştirmek yok, sadece kişi kendi yanlışlarını kendisinin farkmesi lazım, yalnız kalmak isteyene saygı duymak var... Evet sonra şarabı birlikte içip,yemekler yemek, şarkılar söylemek, bol bol kahkaha var, kısacası kimse kimseyi germeyecek,üzmeyecek,yargılamayacak, geri döndüğünde unutamadığı bir kaç gün olacak ve iki tarafta birbirine teşekkür edecek durumda olacak. :)
Neden olmasın? Ne güzel olurdu böyle huzurlu bir yolculuk dimi? Bir düşünün bakalım, belki de başka bir hayal, kim bilir sizin ki ne? Hayallerinizi mümkün oldukça ertelemeyin,bahaneler yaratmayın. Tüm hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle. :)
DUYGU ERGOVAN
DUYGU ERGOVAN