25 Şubat 2014 Salı

VAR MISIN BANA EŞLİK ETMEYE?

HAYAL KURMAK GÜZELDİR!

Şimdi bir arabaya atlasam, açsam müziği, fonda Bruno Mars, Celine Dion, Vonda Shepard ve Josh Groban arka arkaya çalsa... Canımın istediği bir sahil kasabasına gitsem... 

Sahil kenarına yakın bir ev tutsam, tahtadan, şöminesi olan. Yiyeceklerimi önceden almıştım tabi. Kırmızı şarapsız olur mu? :) Şöminemi yaksam önüne geçsem yine açsam en güzel müziklerimi... Telefonun sarjı bitmiş, hiç umurumda olmasa. Karnım acıkınca yapsam en sevdiğim yemekleri, sonra kitap okusam en sevdiklerimden, zamana ayıramadıklarımdan...

Hiç bir şey düşünmesem ne yolda giderken, ne yemek yerken ne de şarabı mı içerken. Kafam da sadece o anın güzelliği olsa, içim de o anın huzuru, böyle bir mutluluk olur mu? 

Sonra cam kenarına geçsem elimde kahvem, otursam yazı yazmaya, hatta o çok istedğim bir türlü başlayamadığım kitabıma başlasam... Yine o eşsiz huzur veren müziklerimle birlikte. Evet hepsini dingin kafayla o kadar rahat, huzurla en önemlisi bahsettiğim her şeyi yapmış şekilde dönsem evime. Kafam dinlenmiş, stresten, sıkıntıdan, üzüntüden, insanların kötülüklerinden, nankörlüklerinden arınmış şekilde evime dönsem en azından bu bile benim için yanıma kar kalan en güzel şey olmaz mıydı? 

Hiç düşünmeden tabi ki olmaz, insan illa ki bir şeyleri düşünür uzaklaştığında, hayatımdaki "keşkeleri, iyi kileri, üzenleri, kandıranları, aldatanları, sevindirenleri, karşılıksız bile mutlu edenleri..." hepsini düşünsem, sonra olumsuz ne varsa o an hepsini affedip yoluma baksam, bilsem ki Allah hepsinin cezasını bir gün verecek, sabretmeliyim... Hayatımdaki önemli insanları, şeyleri düşündüğümde içim ısınsa, sırf onlar için koşa koşa evime dönsem, varlıkları için beni bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etsem onlara ve tabi ki Allah'ıma şükretsem, dua etsem onlar için. En azından iyi, kötü, o üzdü,o üzmedi artık kafamı kurcalamadan, ne yaşadıysan yaşadın, kimi ders kimi hediye deyip dönsem...

Sonra fonda "Sıla" çalsa yeni eski şarkılarıyla,o huzur veren sesiyle dinlendirse yine beni Türk kahvemi yapıp yine yazı yazmaya devam etsem ve tabi ki yine o an sadece kitabıma odaklansam , biliyorum ki ben kafama koyarsam yaparım, hayallerimi gerçekleştirmeyi başarabildim, bu kitap da benim hayalimse ben bunu yazar ve okuyucuya sunarım, "başlamak bitirmenin yarısıdır" deyip kitabıma bütün gece odaklansam... Yine yapmak istediğim şeyi yapmış olmanın huzuruyla ve insanları affetmenin verdiği huzurla kafamı yastığa koysam..

İşte bu güzel hayali gerçekleştirsem ne güzel olurdu dimi?  Neden olmasın? Olmaz diye bir şey yoktur, üşengeçlik vardır, tembellik vardır, şartların uygun olmaması vardır, hep bir bahane vardır... Mümkün olabilecek her şeyi zaman varken yapmak gerek, sonra çok pişman olucağız, tek ben değil siz de, hayallerinizi düşünün, imkanınız varsa gerçekleştirin, ertelemeyin. 

Bu kaçmak değil bir şeylerden, hem dinlenmek, hem kendinle baş başa kalmak, hem kendini hem etrafını yargılayıp, iyice düşünmek... Kafanız sizinle geldiği sürece isteğiniz yere gidin zaten hiç bir şeyden kaçamazsınız. Ama en azından azaltırsınız ve belki de sorunları yok edersiniz kim bilir. O yüzden olmaz diye bir şey yok, sadece bahaneler var...

Tek başıma çıkmak zorunda değilim bu yolculuğa, yolculuk arkadaşım tabi ki olabilir, hem de daha güzel olabilir bilemeyiz. Ama yolculukta birbirini eleştirmek yok, sadece kişi kendi yanlışlarını kendisinin farkmesi lazım, yalnız kalmak isteyene saygı duymak var... Evet sonra şarabı birlikte içip,yemekler yemek, şarkılar söylemek, bol bol kahkaha var, kısacası kimse kimseyi germeyecek,üzmeyecek,yargılamayacak, geri döndüğünde unutamadığı bir kaç gün olacak ve iki tarafta birbirine teşekkür edecek durumda olacak. :)

Neden olmasın? Ne güzel olurdu böyle huzurlu bir yolculuk dimi? Bir düşünün bakalım, belki de başka bir hayal, kim bilir sizin ki ne?  Hayallerinizi mümkün oldukça ertelemeyin,bahaneler yaratmayın. Tüm hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle. :)

DUYGU ERGOVAN

23 Şubat 2014 Pazar

BATIL İNANÇLAR



   Batıl inanç, mantıksal bir temele dayanmayan inanç ve davranışlara denir. Bazen, nedenini bilmediğimiz davranışlarda bulunur ya da sözler söyleriz. Hangimiz kara kedilerden kaçmadık, küçükken gece tırnak keserken uyarılmadık ya da her uğursuz ve olumsuz durumda 13’ ü suçlamadık. Bakalım başka neler varmış.

 Türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişiler çarpılır.
 Gece ölen kişinin üzerine sabaha kadar bıçak konulur.
 Baş sağlığına gelen kişilerin ayakkabıları ters çevrilmez.
  Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yanar.
  Kurt uluyunca ya ayaz olur ya kar yağar.
 Bir evin başında baykuş öterse, o evde biri ölür ya da bir yıkım olur.
 Bir kişinin önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, mümkünse gidilen yoldan geri dönülür
  Çakal ulumaya başlayınca hava açacak, günlük güneşlik olacak demektir.
  Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir.
  Ateşi söndürmek için su dökülmez, ateş toprakla örtülür.
 Ateşin çıkardığı ses ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına işarettir. 
    Ocağın üstünü boş bırakmak uğursuzluk getirir.
 Diş düşürülünce o diş kimsenin göremeyeceği bir yere saklanmalı ya da gömülmelidir.
  El yıkanırken önce sağ elden başlamalı, önce sol elden başlamak uğursuzluk getirir.
 Hamile kadın aş eridiği sırada neye bakarsa doğacak çocuk ona benzeyecektir.
 Akşam kapının önü süpürülmez.
 Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
 Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur.
 Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur.
 Yarım çay içen kadın dul kalır.
 Kız baba evinden perşembe veya pazar günü çıkar.
 Bir kadın iki erkeğin arasından geçerse çocuğu olmaz.
 At nalı asılan eve nazar değmez.
 Kara kedi görmek, uğursuzluk getirir.
 13 sayısı uğursuzdur.
 Ayna kırmak, 7 yıl kısmet kapatır.
 Merdiven altından geçmek, uğursuzluk getirir.
 Sol avucun kaşınması para çıkarır, sağ avucun kaşınması para getirir.
  Burnun kaşınması biriyle kavga edeceğine işarettir.
     Makas ya da bıçak gibi kesici alet başkasından elinden alınmaz, elinden aldığın kişiyle kavga edersin.

Araştırıp bulduğum batıl inançlar bunlar, kim bilir daha niceleri vardır, bir düşünün bakalım sizin aklınıza neler gelecek? :)

14 Şubat 2014 Cuma

BEN DE BÖYLE BİR İNSANIM



Ben, sevgimi gösteririm, yeni tanıştığım biri hakkında peşin hükümlerde bulunmam ne çok iyidir benim için ne çok kötü... İnsanlara şans veririm, insanları tanırım, tanıdıkça mutlaka gerçek yüzlerini gösterirler bundandır yıllardır süren dostluklarım, hayatımdan çabuk çıkıp giden insanlar...

Kimse kimseyi sevmek zorunda değil, bağlanmak zorunda değil ama saygı duymak zorunda karşısındakine, kısa sürede tanıdığın biri hakkında hiç bir şey bilemezsin o senin için ne muhteşem bir arkadaş ya da sevgili ne senin hayatının içinde yer almayı hak etmeyen biridir. Kısacası karşınızdaki insanı iyice tanımadan kararlar almayın.

Aslında benim de hatam iyi niyetim herkese fazla şans veriyorum, beni kırar, üzer ama ben yine affederim... Belki  hata belki de benim insanlığım bilmiyorum. İnsanları kırmaktan korkuyorum ama karşıma çıkan kaç kişi beni kırmayı bırakın ben ağlarken umursamayacak kadar kötü niyetli oldular... Evet ben bu kişilere de şans verdim, onlar için dua ettim. Ama ben buyum değişemem, değişmem...

"Hayat yediğin kazıkların toplamıdır" tamamı ile doğru bir söz. Ama hayatta her zaman iyi insanlar çıkmayacak karşımıza ve her zaman her çıkan insan da kötü olacak,sizi üzecek anlamına gelmez. Kendinize, karşınızdakine şans vermeye devam edin. Herkes mutluluğu hak eder belki şimdiye kadar o mutluluk karşınıza çıkmadı ama yarın, belki bir saat sonra çıkmayacağını bilemezsiniz. 

Belki de mutluluk karşınızdadır farkında değilsiniz o kadar üzen insanlara odaklanıyoruz ki , bizi mutlu edebilecek insanları görmüyoruz, yok sayıyoruz, elimizden uçup gitmesine izin veriyoruz. Yapmayın bir kaç kişi sizi üzdü diye herkes aynı değil.

Sevginizi her zaman gösterin, çekinmeyin, kendiniz olun. Ben hep kendim oldum karşımdaki insanlara arkadaşlarıma,sevgilime, hiç farklı biri gibi davranmadım... O an gülmek mi istedim güldüm, ağladım yeri geldi, sevdiğimi söyledim, karşısına geçip şarkı söyledim, içimden geldiği gibi yani davrandım. Doğru ya da yanlış... Ama hiç rol yapmadım hep kendim oldum, sevmiyorsam, soğuduysam onu bile söyledim sebepleriyle, kızdıysam arkasından konuşmadım yüzüne söyledim. Sevgim bittiyse bunu bile yüreklice söyledim. En önemlisi kimseyi oyalamadım, boşuna umut vermedim. Şans verdim evet olmadıysa hiç uzatmadım, boş vaatlerde bulunmadım,yapamayacağım şeyleri söylemedim, yapabileceğim her şeyi yaptım. He kimi kıymet bildi, kimi nankörlük yaptı. Bu da karşımdakinin insanlığıdır.

Ben sevdiğim herkese süpriz yapmayı severim, hediyeler almayı... Hiç özel gün beklemedim hediye aldım, süpriz yaptım. Çünkü benim için sevdiğim kişinin gülüşünü görmek her şeyden önemli. Onlar gülümserken hayat benim için bambaşka gözüküyor, onların üzüntüsünü kendi üzüntüm, sorunum gibi görürüm.. Ben böyle bir insanım sevdiğim insanı çok sahiplenirim, belki bunu anlamayanlar çıktı, boğulduklarını hissettiler, kimi de ne kadar şanslı olduğunu düşündü. Ben kimseye boş sevgi gösterisi yapmadım, içimden geldiği gibi davrandım sadece, rol yapmak, oynamak bana göre değil, oyuncuların işi o.  Bu durumdan hoşnut olmayanlar hayatımdan çıktı, sevgimi görenler ise hayatımdalar hala ve onları çok seviyorum. Dostluklarını seviyorum ben ne kadar onlar için bir şeyler yaptıysam, onlarda her zaman yaptılar ve ben çok şanslı olduğum için hep şükrettim.

VE SEN SEVGİLİ, benim için vazgeçilmez olduğun ve sensiz nefes alamadığım gün, evet sana aşığım demektir. Ve ben de senin için vazgeçilmez olduğumda gel...işte o zaman başımın tacısın, işte o zaman sana söz ki hayatın,hayatıma armağan olacaktır. Bu gün burada yeminim olsun aşkımız dillerde dolaşacak ve emin ol ki bizi parmakla gösterecekler.

İşte ben böyle bir insanım sevgimi göstermekten çekinmem, sevdiğim herkes benim başımın tacıdır. Beğenen kalır, beğenmeyen çeker gider... Kimse vazgeçilmez değildir, tabi bende.

DUYGU ERGOVAN

9 Şubat 2014 Pazar

KAVGANIN DA BİR ADABI VAR.

KAVGADA SÖYLENMEZ!

Aşk, kelimelerle tarifi olmayan, en güzel anları yaşadığımız, mutluluk, heyecan, kimi zaman üzüntü, stres gibi bütün duyguları içinde barındıran en güzel şeydir.
İlişki yaşamak, bir hayatı beraber geçirmek hem çok güzel hem de çok zordur. Ne kadar birbirini sevsen iki insan olsa da iki farklı karakter mutlaka zıtlaşacaktır. Kavga, ilişkinin olmazsa olmazı, başka bir tabir ile tuzu biberidir. Fakat ne kadar sinirli olursanız olun eşinize ya da sevgilinize kavga da bile söylenmemesi gereken, en azından dikkat edilmesi gereken cümleler vardır. Çünkü sinirle söylense bile, söylenen sözler unutulmayabilir ve kalıcı hasarlar bırakabilir. Nasıl mı olacak? Neler mi onlar?  İşte buyurun…

“Ayrılmak İstiyorum”: Kavga esnasında, tartışırken, sinirliyken çiftlerin ağzından en çok çıkan cümledir. Oysaki ne kadar sinirli olursanız olun, “ayrılık” kolayca sarf edilmemesi gerekmektedir, ancak gerçekten bu noktaya geldiyseniz o zaman karşılıklı konuşup karar verebileceğiniz bir şeydir. Eğer gerçekten ayrılmayı düşünmüyorsanız ne kadar sinirli olursanız olun bunu söylemeyin, çünkü sizin siniriz geçer ve sevdiğiniz kişi en zor anlarda hemen ayrılığı yani kolayca kaçmayı düşündüğünüzü, aklına yerleşecektir. Böylece güvenini sarsmış olursunuz.

“Hep Böyle Yapıyorsun”: Başka bir konu ile ilgili tartışırken ya da kavga ederken, eski kavgalarınızdan yola çıkarak, eski hataları yüzüne vurmak, sadece kavganızı büyütür, başka bir işe yaramaz. Onun için o anki konuyu konuşup, konuyu tamamen kapatmak en iyisidir.

“Senin Hatan”: Diyelim ki sevgiliniz veya eşiniz yüzünden sıkıntılı bir durum yaşadınız ve siz haklı çıktınız. Çok sinirlenmiş olsanız bile bütün suçu onun üstüne atmanız çok doğru değildir. Unutmayın ki size de o an mantıklı gelmiş ki sizde onu uygulamışsınız, sadece karşınızdakini suçlamak, kavganızı büyütüp, birbirinizden soğumaktan başka işe yaramaz.

“Çok Korkaksın”: Çok sinirlisiniz, tamamen haklısınız ve ister istemez ağzınızdan çok kötü kelimeler çıkabilir “korkaksın, kötüsün, pisliksin, senden bir şey olmaz, hiçbir şeye yaramıyorsun” gibi sözcükler, karşınızdaki insanı yaralayacaktır ve unutmayacaktır. Hele ki topluluk önünde yaptıysanız, onurunu zedelemiş olursunuz ve kalıcı hasarlar bırakırsınız.

Kavga esnasında, sinirle veya farkında olmadan sarf ettiğiniz bu cümleler karşınızdaki insanı sadece yaralar ve size olan güveni sarsar. Evet sinirli olduğunuzda istemeden söylersiniz, fakat yine de kurduğunuz cümlelere dikkat etmenizde fayda var. Benden söylemesi. :)

6 Şubat 2014 Perşembe

Ve AŞK...

Aşk, dünyanın en güzel duygusu, bundan 6-7 yıl önce sorsaydınız neler söylerdim. Yeşilçamdaki aşklara bile inanan biriydim. Hala aşka inanıyorum ama o kadar kolay bulunan bir şey olmadığını
biliyorum artık.

Bir gün öyle birisi gelir ki bütün inandıklarını yok eder, aşkın büyüsünü, güzelliğini, saflığını yok eder. Tek derdi cinsellik olan birinden aşkı beklemeyin, önceliğini buna adamış biri aşık numarası yapar,sizi kandırır, istediğini alamayınca da, çeker gider. Evet siz kanarsınız ona çünkü aşka inancınız vardır, size kendini aşık göstermiş sizin için her şeyi yapabileceğini düşündüğünüz en önemlisi size değer verdiğini zannedersiniz, iyi oyuncudur çünkü inandırmıştır. Böyleleri mutlaka hayatınıza girecek, sizinle cinselliği yaşayamadığı zaman da sıkılacak ve uzaklaşacaktır. Umarım böyle oyuncularla karşılaşmazsınız ya da karşınıza çıkarsa en ucuz şekilde atlatırsınız.


Zaman geçtikçe öyle biri çıkar ki karşınıza size değer verir, sizi siz olduğunuz için sever, değiştirmeye çalışmaz, size ve sevgisine şans verir, adam gibi adamdır yani. Cinsellik en son düşündüğü şeydir, tabi ki önemlidir, ten uyumunun olması, sevdiğin insanla bir şey paylaşmak mutlaka olmalıdır.Fakat birinci sırayı alacak kadar değil ya da ilişkiye, karşındakine saygı duymayacak durumda olmamalı. Bir adam sizi seviyorsa, gözlerinizin içine bakar, sizin için çabalar, sizi dinler, sizi merak eder, nelerden hoşlanırsınız, nelere kızarsınız bilmek ister, en önemlisi hayatınıza dahil olmak ister. Bunları yapan adam sizi seviyordur ya da sevmeye başlamıştır. En önemlisi siz gözyaşı dökeceksiniz, bırakın kolayca kırmayı, ufacık yüzünüzü asacaksınız diye ödü kopar. İşte seven, aşkı hakkeden adam gibi adam böyledir. Her şeyi zamanında yaşamayı tercih eder, size boş yere, yapamayacağı şeyler için vaatlerde bulunmaz. Olacakları ya da olmayacakları güzelce anlatır, en azından size ilişkiye hazır şekilde gelir. He ilişki bu durumda da sürmüyorsa, iki tarafta saygı duymak zorundadır, demek ki gerçekten bir şeyler eksiktir.

Kadın, karşısındaki adama kolayca aşık olur, önemli olan adamın ona olan saygısı, sevgisi, tutumu, bir şeyleri sadece kendi istediği gibi yapmadığını görmesi yeter kadın için. Aşık olmak için bir sürü sebep bulur zaten, erkeğin çabaları, ufacık süprizleri, güzel sözleri, verdiği değer, en önemlisi "ben ciddi bir ilişkiye hazırım"ı göstermesi yeterlidir,onun için. O zaman kadın size hayatını sunacaktır, sizin için her şeyi yapmaya hazırdır, yeter ki adam gibi adam olduğunuzu gösterin ona. Düzgün ve ilişkiye hazır bir kadın, sizin dünyanız olacaktır ve hayatınızı kolaylaştıracaktır, emin olun.

Kadın ya da erkek, insan olun önce, sonra kimsenin ahını almamaya özen gösterin, bir ilişkiye hazır değilseniz kimsenin zamanını harcamayın, hayalleriyle oynamayın, en önemlisi güvendiği inandığı insanken nefret ettiği, kötü andığı insana dönüşmeyin. Bir ilişki yaşanır, bitebilir, sürmeyebilir ama önemli olan saygıyla bitmesi ve saygıyla anılmasıdır. Bunu kaybetmemeye özen gösterin.

En önemlisi aşka inanın, aşk diye bir şey var ve bir gün sizi siz olduğunuz için seven, siz olmadan nefes alamayan, midenizdeki kelebekleri canladıran o kişi er ya da geç karşınıza çıkıyor. Mutlu olmak o kadar da zor bir şey değil hem kendinize, hem karşınızdakine hem de aşka şans tanıyın. Ama iyice bakın gerçekten sizi mi istiyor, aşkınızı mı istiyor? Yoksa boş işler peşinde mi ? Aman ha dikkat edin. Aşk şakaya gelmez, aşık insanın bedduası tutar. Hava da aşk kokusunu duymanız dileğiyle :)

DUYGU ERGOVAN

5 Şubat 2014 Çarşamba

AYRILMAK İSTEYEN ERKEK NASIL DAVRANIR?

“KADIN NE ANLAR, ERKEK NE SÖYLER”

Çok güzel başlayan bir ilişki düşünün ya da çok büyük zorluklardan sonra kavuşan iki kişi… Romantik dakikalar, aşk şarkıları, aşk sözleri, hediyeler, mide de uçuşan kelebekler ve birbirine verilen sözler… Belki de akla gelmeyecek tek şey “ayrılık”
Evet her şey yolunda gidiyor, mutlusunuz ve bir gün her şey kesildi, hiç bir şey eskisi gibi değil, hayatınızın erkeğini artık tanıyamıyorsunuz. Bunun sebebini nasıl mı anlarsınız? Tabi ki karşınızdaki kişinin davranışlarıyla, yaptığı her hareket, her söz mesaj niteliğindedir. Buyrun...

1)SİZİ ARAMAZ
Sevgiliniz ya da eşiniz gün içinde sizi sık sık arıyorken, bu aramalar azaldı ve zamanla da kesildiyse. Sizi her dakika, her saat,her gün merak eden, arayan, soran, ulaşmak için her yolu deneyen adamın sesini az duymaz olduysanız, ilişkiniz de çatırdamalar başladı demektir.

2)İLGİSİZLİK
Her anını birlikte geçirmek isteyen, sesinizi duymadan yapamayan adam bir anda yok olduysa, sizsiz hiçbir şeye yapamayan adam eve geç geliyor, arkadaşlarına daha çok vakit ayırıyor, işleri çok yoğun, iş yemekleri ve toplantıları arttıysa, sevdiğiniz adam ile görüşmek için neredeyse randevu alır duruma geldiyseniz, o adam başkalarının yanında daha mutludur artık!

3)ŞİKAYETLER
Size şimdiye kadar karşınıza çıkmış en güzel kadın, bulunmaz nimet gibi davranan adam, görünüşünüzü beğenmiyor, size hiç bir şey yakıştırmıyor, kilonuz batıyor, parfümünüz bile kötü kokuyorsa işte sevdiğiniz erkek gitmiş, yerine memnuniyetsiz bir adam gelmiştir.

4)UZAKLAŞIR
Bir erkek eğer sizden ayrılmak istiyorsa, sevgi göstermesi, gözünüzün içine bakması, öpmesi, ellerinizi tutması azalır hatta zamanla biter. Cinsellik neredeyse hayalse bu adam sizinle o malum ayrılık konuşmasını yapmaya hazırlanıyor,demektir.

5)KAÇAR
Onunla ilgili şikayetlerinizi dile getireceğinizi anladığı anda kaçıyor veya söylediklerinize tahammülü yoksa verdiği mesaj gayet açıktır. “ ayrılmak istiyorum.”

6)BAŞKA ŞEYLERE ODAKLANIR
İnternet, oyun, arkadaşlar, aile bütün bunlar artık sizin önünüze geçmişse, bütün zamanını başka şeylere ayırıyorsa ayrılık çanları çalmaya başlamıştır.

7)İLİŞKİYE ARA VERMEK
Ve en önemli neden “ilişkiye ara vermek” aslında mesaj gayet açıktır. “ayrılmak istiyorum ama emin değilim ya da şuan söyleyemiyorum.” Karşınızda ara vermek istediğini söyleyen bir adam var ise geçmiş olsun, ilişkiniz bitmiş demektir.

DUYGU ERGOVAN

3 Şubat 2014 Pazartesi

"Batan güneş için ağlamayın; yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin."


Hayatımı roman yapsam satış rekorları kırar... Tam trajikomik hikaye. Yazı yazmak benim için özgürlük, dünyanın en güzel işi, kimseye itaafen bir şey yazmıyorum baştan belirteyim de üstüne alınan olmasın. Tabi insan ister istemez hayatından kesitlerden yazıyor, her şey tecrübe. 

Seviyorum yazmayı, yazılarımı okuyup sevenler olduğunu da biliyorum, onlar benim gözümde dünyanın en şeker insanları ayrı ayrı teşekkür ederim hepsine. Sevmeyen de okumayabilir, he bir de arayıp tebrik eden yerine hakaret edenleri de gördüm ben hiç anlam veremediğim şekilde yazdıklarımı üstüne alınanı. Onlara güldüm, geçtim. Benden uzak olmaları yetmiş onlara. Adam aldığı ahlarla buradan cehenneme VIP'de yer ayırtmış, hala çok mutlu olacağına inanıyor. Böylesini de gördüm. Neyse kalemimi boş insanlara harcayamam.

Yazmaya gücüm, aklım,elim,kolum,gözlerim izin verdiği sürece devam edeceğim. Kim üstüne alınır diye düşünmeden, özgürce. Saçma sapan insanları hayatımdan temizledim, hayatımdaki insanlarla çok mutluyum. Azla yetinmeyen, bencil insanlardan uzak durun. Hani iyi niyetten kaybediyorum diyen insanlar vardır ya işte ben onların en "safıyım" iki güzel sözle affederim, kin tutmam, üzülürüm maalesef. Ama insanlara ikinci bir şans verilemesi gerektiğine hep inanırım, verdiğim şansı değerlendirmeyen insanlarla bir daha işim olmaz, bitmiştir artık benim için... Siz siz olun tek bir hata da silmeyin, ikinci şansı değerlendirmeyi beceremeyenlerle de bir daha işiniz olmasın. Kimsenin sizi salak yerine koymasına izin vermeyin,inanın daha fazla yıpratmaktan başka işe yaramazlar. Silin atın kimse sizden değerli değil unutmayın sakın. Benim hiç mi hatam olmadı? Elbetteki oldu, hangimiz mükemmeliz ki? Ama elimden geldikçe insanları kırmamaya özen gösterdim, en önemlisi ben insanlar için dua ettim. Karşılığında çoğundan nankörlük gördüm olsun, yine de kıranlara,üzenlere bir şey demem Allah büyük. O, yapılan haksızlığı görür ve kimsenin yanına bırakmaz.
Kin tutmayın, beddua etmeyin inanın Allah görüyor, ilahi adalet diye bir şey var. Acı veren acıyla ödeyecektir, Allah acınızı, gözyaşlarınızı görüyor, biliyor. Bugün ya da yarın, siz bilirsiniz ya da bilmezsiniz ama o acıyı verenden çıkar. Benim şimdiye kadar öyle oldu ilahi adaleti gördüm. Kimseye beddua etmem. Hatta affederim ki, huzurumu kaçırmasın bir daha benden uzak olsun.

Ne demiş ŞEMS: "Sana affedilmeyecek kadar büyük hata yapan birine akıl sınırlarının bittiği yerden başlayacak ceza vermek istiyorsan
Bütün samimiyetinle AFFET.
Hissedilen her şeyi arşivleyen KADER 
kendisiyle en iyi biçimde ilgilenecektir..." 


DUYGU ERGOVAN